Salı akşamı Saracoğlu stadında Fenerbahçe-Arsenal maçını üzüntü ile seyrettim ve kendimi kötü hissettim.
Eve geldiğimde aşağıda size aktaracağım bir haber Türk Kürek Milli Takımı antrenörü, Boğaziçi Üniversitesi’nden meslektaşım Recep Akıcı tarafından gönderilmiş, masamda bekliyordu.
Recep anlatıyordu: “Avrupa Şampiyonası için Sapanca’da kampa girilmişti. İki çifte hafif kiloda Ahmet Yumrukaya-Cem Yılmaz ekibi hazırlanıyordu. Bu iki tecrübeli kürekçi ve diğer taraftan dört tek hafif kilo dümensiz ekibimiz de Sapanca gölünde hazırlıklara devam ederken, iki çifte ekibimiz sporcusu, dünya 23 yaş şampiyonu Ahmet Yumrukaya omuzundan sakatlanınca iki çifte ekibimiz yarışlardan çekilmek zorunda kaldı.
Çok genç Hakan Özcan- İsmail Özgür ile tecrübeli ve daha evvel dünya beşinciliği olan Barbaros Gözütok-Murat Türker’den oluşan dörtlü Yunanistan’ın Atina kentinde bulunan 2004 Olimpiyat parkurunda, 20 Eylül’de yapılan Avrupa Şampiyonası’na katıldı. Bu ekibimizde yer alan iki çok genç ve deneyimi az sporcunun büyük özverisi ile, ilk gün eleme yarışlarında Almanya ve Çek Cumhuriyeti’ni geçerek yarı finalde yarışmaya hak kazandık. Yarı finalde Avusturya ve Danimarka’yı geçen ekibimiz birinci olan Çek Cumhuriyeti ile benzer dereceyi yaparak ikinci olup finale kaldı. Finalde çok başarılı bir yarış çıkartan ekibimiz “kafa kafaya” biten müsabakada Rusya’yı da geçerek 50 yıllık Türk kürek tarihinde ilk kez Avrupa beşincisi oldu.
Bu sene temmuz ayında Avusturya’nın Linz şehrinde yapılan Dünya Şampiyonası’nda dört çifte hafif kiloda Milli ekibimiz tarafından kazanılan dünya beşinciliğinden sonra bu müsabakada da hem de çok genç iki kürekçinin katkıları ile başarılı olan dört tek ekibimiz tarihe geçti.”
Şimdi de bir başka başarı hikâyesi!
Sabah kalkınca tüm ülke medyasını okumak âdetimdir. Çarşamba sabahı gazeteleri açtım ve gözlerimi de yaşartan bir haber okudum. Milliyet gazetesinin 22 Ekim sayısının 11’inci sayfasında (ekonomi sayfası) “Eker tatlı tatlı ilerliyor!” diye bir haber vardı. Hislendim! 1977 yılında ayran üretimi ile Bursa’da süt ürünleri piyasasına giren Altan Eker, 1960’lı yıllardan Mülkiye’den sınıf arkadaşım olan bir girişimci idi. Kendisini yıllarca hiç göremedim. Dostum kardeşim Altan Eker çok genç yaşta vefat etti. Oğlu ve kızı işe devam etmişler, baba işine sahip çıkmışlar ve Eker Bursa’da ve Türkiye’de süt ürünlerinde önemli bir marka olmuş. Baba işine sarılan Ahmet Eker ve kız kardeşi 2006 yılında Fransa’da çok tutulan Andros adlı Fransız markası ile ortaklığa girmişler ve şimdi 25 milyon euro yatırım ile Bursa’nın içindeki klasik üretim tesisine ek olarak, Mustafa Kemal Paşa’da yeni bir üretim tesisi yatırımı yapıyorlarmış. Fransız ortak Ambros ile çalışma sonucu çeşitli tatlıların üretimini yapıp pazarladıkları gibi toplam üretimlerini de dörde katlamayı planlamışlar. Bu arada ihracata da soyunuyorlar. Bu yılki hedefleri 80 milyon YTL ciro. Bir milyon euroluk tatlı üretim hattından çıkan krem karamel ve sütlaç gibi ürünlerini denedim, tek kelime ile mükemmel. Uluslararası ve ciddi eğitim almış olan iki kardeşin bu başarısını Milliyet gazetesinde Beste Önkol’un haberinde görmek bana büyük bir keyif verdi.
Size yukarıda iki başarı haberi aktardım. Her gün bir antrenörü kovan veya birileri ile kavgayı aktaran spor haberciliği ve sürekli felaket haberleri üreten korkutan, ülke insanımızı güvensiz yapan medyacılığa karşı, biraz başarı hikâyeleri üreten bir yaklaşımla vatandaşlarımızı kendilerine güvenmeye davet ediyorum. “Kendine güven” damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur diye düşünüyorum! Kendimize üzülmemiz değil, sadece çalışmamız gerekiyor!